İDARİ YAPI

Giresun Osmanlı idaresine girdiğinde bir kaza merkezi olmuştu. 1486'da burası Trabzon sancağına bağlı Zeamet-i Kürtün adlı idarî bölgenin merkezi durumundaydı. Bu idarî ünitede eski Çepni beyleri dönemindeki yapı sürdürülmüştü. 1515'te Kürtün kazasına bağlı Çepni vilayeti tabirine rastlanmakta ve Giresun bu vilayetin merkezi durumunda bulunmaktaydı.

İDARİ YAPI

İDARİ YAPI :

Giresun Osmanlı idaresine girdiğinde bir kaza merkezi olmuştu. 1486'da burası Trabzon sancağına bağlı Zeamet-i Kürtün adlı idarî bölgenin merkezi durumundaydı. Bu idarî ünitede eski Çepni beyleri dönemindeki yapı sürdürülmüştü. 1515'te Kürtün kazasına bağlı Çepni vilayeti tabirine rastlanmakta ve Giresun bu vilayetin merkezi durumunda bulunmaktaydı. Çepni vilayeti tabiri XVI. yüzyıl sonlarına kadar sürdü ve onun yerini giderek Giresun kazası adı almaya başladı. Giresun-Trabzon sancağının en batı ucunu oluşturuyordu ve Canik sancağı ile olan sınırı şehrin biraz batısındaki Batlama deresi teşkil ediyordu. Kazanın sahil kesiminde Giresun'dan başka Tirebolu, Görele, Anduz, Bedreme kaleleri vardı. Buralarda muhafizların yanı sıra sivil Hristiyan halk yaşamaktaydı. Bölge XV. ve XVI. yüzyıllarda Çepni ve Kürtün adlı iki ana idari birime ayrılmıştı. Bunların alt kademeleri olarak Yağlıdere, Bayramoğlu, Karaburun, Üreğir, Alnı, Yumlu, Alahanas, Kürtün adlı idarî birimler mevcuttu. XVI. yüzyılın ikinci yarısında ise Üreğir, Harşit ve Yağlıdere nahiyelerinin varlığı dikkati çekmektedir. Giresun ve Tirebolu gibi sahil şehirleri dışındaki kesim hemen hemen tamamıyla Çepnilerce iskân edilmişti ve bu iskân yerlerinin çoğu Türkce ad taşıyordu. XV. yüzyılda toplam köy sayısı altmış kadardı. Bugün Giresun'a bağlı ilçe merkezleri olan Eynesil, Espiye, Dereli birer köy olarak zikredilmişti. XV. yüzyılın son çeyreğinde Kürtün ve Çepni vilayeti bölgesinde toplam 1500 kadar hane vardı. Bu rakama göre nüfus yekûnu 7000 dolayına ulaşıyordu. 1515'te ise köy sayısı 150'yi aşmıştı ve toplam hane sayısı 5000 civarındaydı. Ancak bu tarihten biraz önce kazanın yüksek köylerinin bir kısım ahalisi Safeviler'in baskını veya propagandası sebebiyle İran’a göç etmişti. Bunlardan bazılarının daha sonra Osmanlı hükümetinin aldığı tedbirlerle geri döndüğü defterde yer alan kayıtlardan anlaşılmaktadır. Nitekim 1554'te bölge nüfusu 7000 haneye, 1583'te 9000 haneye yükselmişti. Bu rakamlara göre XVI. yüzyıl boyunca bölge 30–40.000 arasında bir nüfus yoğunluğuna sahipti. 1682'de kazada avarız vergisi veren köy sayısı yirmi dört olarak tesbit edilmiştir. Bu durum, Giresun kazasının XVII. yüzyılda küçültüldüğünü ortaya koymaktadır. Bağlı köyler arasında Alın Yuma (Alnı Yumlu), Ak Yuma, Danköy, Lapa, Umurlu, Ülper, Kuşluvan (Kuşdoğan), Dereli, Seydiköy, Kayadibi, Akpınar, Evliya, Uzgur ve Kurtulmuş'un adları sayılabilir.

Bütün bu köylerde oldukça kalabalık bir seyyid zümresinin varlığı dikkat çekicidir. Mesela, Alın Yuma köyündeki altmış dört erkek nüfustan yirmi dokuzu, Dereli'de seksen altı kişiden elli ikisi, Kurtulmuş ve civarındaki üç köyün halkının tamamı (63 kişi) seyyid olarak kaydedilmistir. Kazanın toplam nefer sayısı, Giresun hariç 312'si seyyid statüsünde 745 kadar olup bu da derbendciler (126 nefer) ve şehir halkı dâhil 6–7000 dolayında bir nüfusu gösterir.

Giresun kazası bu idarî durumunu uzun süre devam ettirdi. Tanzimat döneminde Trabzon'a bağlıydı. Trabzon eyaleti kurulunca, Trabzon merkez livasına tabi oldu (1847). 1850'de kazanın adı, "Giresun ma' Keşab" olarak kaydedildi. 1855'te Ordu livasına, 1856'da yeniden Trabzon livasına, 1857'de Ordu livasına bağlandı. 1283 (1866) tarihli Devlet Salnamesi'nde “Trabzon eyaletine bağlı bir liva" olarak zikredildi ve sınırları batıya doğru genişleyerek bugünkü adı Bulancak olan Akköy ve Piraziz'i de içine aldı. Bunun dışında kazaya Keşap ve Kırık nahiyeleri bağlıydı. Ancak bu durumunu uzun süre koruyamadı ve 1285'te (1868) Trabzon sancağının kazası oldu. Kaza 1869'da doksan yedi köye, 1870'te ise 107 köye sahipti. Trabzon vilayetinin 1869 tarihli ilk salnamesine göre kazada 25.160 erkek nüfus vardı. Bunun 5156'sini Rumlar, 263'unu Ermeniler teşkil ediyordu. 1870-1874 yıllarına ait salnamelerde toplam erkek nüfus 27.429 olarak gösterilmiş, bu toplamın 5626'sını Rumlar'ın, 225'ini Ermeniler'in oluşturduğu belirtilmiştir. Bu rakamlara göre toplam nüfusun bu devrede 50-55.000 dolayında bulunduğu tahmin edilebilir. 1875'ten 1878'e kadar Karahisari-şarki sancağına bağlanan Giresun kazası, 1879'da tekrar Trabzon merkez sancağına dahil edildi ve bu durumunu Cumhuriyet döneminde müstakil vilayet olana kadar sürdürdü. 1891'de Giresun'un üç nahiye, 140 köy ve on dört mahallesi olduğu belirtilmiştir. Aynı yıllarda V. Cuinet 51.704 Müslüman, 11.884 Rum, 938 Ermeni'den ibaret kaza nüfusunu 64.526 olarak verir; kazada 157 cami, bir tekke, 764 dükkan, yirmi dokuz han, 146 köy bulunduğunu yazar. 1893'te ise bu üç nahiyeden oluşan Giresun'da 61.196'si Müslüman, 12.322'si Rum, 1445'i Ermeni 74.963 kişi vardı. 1900'de nüfus 80.000'i bulmuş, nüfus oranları ise hemen hemen aynı kalmıştır.

Cumhuriyet döneminde vilayet haline getirilen Giresun Şebinkarahisar'ın da bağlanması ile güneye doğru genişleyerek tarihi sınırlarını aşmıştır. Giresun şehrinin merkez olduğu Giresun ili bugün Trabzon, Gümüşhane, Erzincan, Sivas ve Ordu illeriyle kuşatılmıştır. Merkez ilçe dışında Alucra, Bulancak, Çamoluk, Çanakçı, Dereli, Doğankent, Espiye, Eynesil, Görele, Güce, Keşap, Piraziz, Şebinkarahisar, Tirebolu ve Yağlıdere olmak üzere on beş ilçeye ayrılmıştır. 6934 km² genişliğindeki Giresun ilinin 1990 sayımına göre nüfusu 499.087, nüfus yoğunluğu ise %72 idi.
Kaynak: giresun.ktb.gov.tr

Tepkiniz Nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow