Giresun Tarihi - 1

Giresun, Doğu Karadeniz bölgesindeki şehirler içerisinde tarih öncesi dönemden itibaren iskân izlerine rastlanılan bir kenttir. Kılıç Kökten’in 1952’de yayımlanan araştırmasında şehirde dört tane mağara yerleşimi tespit edilmiştir.

Giresun Tarihi - 1

TARİH ÖNCESİ DÖNEM

Giresun, Doğu Karadeniz bölgesindeki şehirler içerisinde tarih öncesi dönemden itibaren iskân izlerine rastlanılan bir kenttir. Kılıç Kökten’in 1952’de yayımlanan araştırmasında şehirde dört tane mağara yerleşimi tespit edilmiştir. Bununla birlikte Samsun'da on sekiz, Ordu’da yirmi beş, Trabzon’da otuz dört, Gümüşhane'de yirmi iki mağaranın bulunması, bölgedeki prehistorik dönem iskânı sırasında Giresun ve çevresinin fazla rağbet görmediğini gösterir. Bunun en önemli sebebi olarak yöredeki tarih öncesi yerleşmelerin daha çok Kızılırmak-Yeşilırmak-Melet suyu ile Değirmendere nehri etrafında yoğunlaşması ve Giresun’daki akarsu kaynaklarının iç bölgeyle bağlantı sağlama hususunda yetersiz kalması gösterilebilir. Gümüşhane ise maden yatakları sebebiyle öne çıkmış olmalıdır. Rize ve Artvin’de hiç prehistorik dönem yerleşimine rastlanamaması bölgenin güneyinin beşerî tesise imkân vermeyecek bir coğrafî yapıda olması ve Giresun’un geride kalmasına zemin hazırlayan yukarıda bahsedilen sebepten kaynaklanmalıdır. Aynı yerlerde Neolitik dönemle birlikte elde edilen arkeolojik malzemelerden Orta Anadolu ve Karadeniz kıyılarındaki yerleşim birimleri arasında bu kaynaklar vasıtasıyla irtibat bulunduğu ortaya çıkmıştır. O sebeple Giresun’da rastlanılan en önemli ören yeri şehrin güneyinde, Yeşilırmak boylarına bakan kesimindedir.

Tarihî Kayıtlarda Bölgenin İlk Yerleşimcileri

Giresun’un ismi bilinen ilk sakinleri, Hititlerin çağdaşı olan Gaşkalardır. Bu topluluğun MÖ XVI. yüzyılın ortalarında bölgeye hâkim olduğu bilinmektedir. MÖ VIII. yüzyıl başlarına kadar devam eden bu dönem hakkındaki bilgiler Hitit kayıtlarıyla sınırlıdır ve onlar da genel itibariyle Gaşkaların kendilerine yaptığı akınlardan söz eder. Gaşkaların, bahsedilen devirde Dicle boyları ile Kızılırmak'ın alt kısmına inmesinden sonra Giresun, Orta Asya’dan gelen toplulukların hâkimiyeti altına girecektir.

Batıda başlayan, oradan da Türkiye’ye intikal eden çeşitli çalışmalarla ilkçağdaki bazı toplulukların menşei aydınlatılmaya çalışılmıştır. Bu topluluklar içerisinde Subarular, Sümerler, Kimmerler, İskitler (Sakalar), Etrüskler başta gelmektedir. Günümüze kadar süren bu çalışmalar neticesinde tarafsız ilim çevreleri, yukarıdaki toplulukların bilhassa da Kimmer ve İskitlerin Türklükle bir şekilde bağlantıları olduğu sonucuna varmıştır. İşte bu topluluklardan Kimmerlerin, MÖ 695’te İç Anadolu’nun yanı sıra Giresun’un da dahil olduğu Doğu Karadeniz bölgesine hakim olmasıyla bölgedeki Türk varlığı başlatılabilir. Yaklaşık bir yüzyıl devam eden Kimmer hâkimiyeti sırasında şehrin durumu hakkında, bölgeye koloni kurmaya çalışan Greklerin bu topluluktan çekindiği için yöreye gelemediği dışında kaynaklarda bilgi yoktur. Şebinkarahisar’daki bazı in ve mağaralardaki bir takım eserlerle Yukarı Görede ve Gelengeç köyleri arasındaki höyüğün Kimmerlerden kaldığı söylense de bu hususta ayrıntılı çalışma yapılmamıştır. Aynı şekilde Tirebolu adının bir Kimmer boyu olan Drillerden geldiği bilgisi de tarihî kayıtlarla desteklenmez. Kimmerler MÖ 585’ten itibaren İskit baskısı sebebiyle yeniden göç ederek Karadeniz’in kuzeyine çıkarak bölgeyi terk etmekle birlikte, bölgedeki Türk varlığı, İskit hâkimiyetiyle birlikte devam etmiştir. Grek kaynaklarından, bölgedeki İskit denetiminin Sinop’tan Trabzon’a kadar uzadığı anlaşılmaktadır.
Kaynak: giresun.ktb.gov.tr

Tepkiniz Nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow